Biyografi
17 Ağustos 1996 yılında, Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde dünyaya geldi. İlk ve ortaöğretimini Ankara'da tamamladı. 2023 yılında Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Dramatik Yazarlık Bölümünden mezun oldu.
Çeşitli dergilerde öykü, şiir ve inceleme yazıları yazdı. 2022 - 2023 sezonunda Tv8'de yayınlanan "Tuzak" dizisinin senaryo ekibinde hikâye ve diyalog yazarı olarak görev aldı.
Çankaya Belediyesi “Semt Tiyatroları Projesi’nde” kapsamında kurulan Or-An Semt Tiyatrosu ve Karapınar Semt Tiyatrosu’nda tiyatro yönetmenliği yapmakta ve semt tiyatroları yönetim ekibinde çalışmalarını sürdürmektedir. Her yıl Ankara’da düzenlenen, ETHOS Uluslararası Tiyatro Festivali’nde festival koordinatörü olarak görev almaktadır.
Ödülleri:
-
Düş Serserileri - 25. Direklerarası Seyirci Ödülleri, Komedi Oyunu ödülü
-
Honier'in Günlüğü - 38. Suat Taşer Kısa Oyun Yarışması
-
Yılın Projesi Ödülü Semt Tiyatroları Projesi - 10. Yeni Tiyatro Dergi Ödülleri
-
Mektup - 2. Yılmaz Sunucu Öykü Yarışması
Tiyatro Oyunları
Bilinmeyen
Tür: Dram
Bölüm: Tek Perde
Oyuncu: 1 Erkek
Oyun Konusu
Bilinmeyen, insanların kendi çıkarları doğrultusunda kullandığı, hor gördüğü ve günün sonunda da bilinmeyene dönüştürdüğü bir adamın hikâyesini konu alır. İşinde yaşadıkları, evlilik süreci ve peşinden bir türlü ayrılmayan acı geçmişi her defasında karşısına çıkar. Bütün bunlar olup biterken de kendisini bir savaşın ortasında, mermilerin arasında bulur. Yeniden ülkesine döndüğünde ise her şey eskisinden daha kötü bir hale gelecektir.
Düş Serserileri
Tür: Deneysel & Absürd
Bölüm: Tek Perde
Oyuncu: 2 Erkek
Oyun Konusu
Düş Serserileri, sosyal çevresinden kendini soyutlamış, iş-ev arasında gidip gelen, kendini baskıladığı için söylemek istediklerini söyleyemeyen, karar vermekte zorlanan, tek yaptığı gün sonunda annesine rapor vermek olan rutin bir hayatın içindeki Araz’ı konu alır. Araz, bir gün rüyasında düş serserisi Dies ile tanışır. Dies, Araz’ın baskıladığı, ortaya çıkartmaktan korktuğu duyguları ve gerçek benliğidir. Aynı zamanda Araz’ın çevresindeki anlaştığı/anlaşamadığı kişilerin de düş serserilerini tanımaktadır. Tıpkı insanlar gibi düş serserileri de birbirlerini tanır. Dies, Araz’ın bu psikolojiden kurtulması ve özbenliğini kazanması için farkındalık yaratmaya çalışır. Araz, Dies’i dinler ve söylediklerini yaparsa, derin uykusundan uyanabilecektir.
Hayat İyiyken ya da Kötüyken
Tür: Dram
Bölüm: Tek Perde
Oyuncu: 1 Kadın - 2 Erkek
Oyun Konusu
Hayat İyiyken ya da Kötüyken; yoksulluk, savaş ve bitmek bilmeyen yeni dünya düzeni anlayışı yüzünden dünyada ölümlerin fazlalaştığı, yaşamın ucuzlaştığı ve insanların artık bu kirli dünya düzeninden kurtulmak için kendini öldürdüğü, öldürmeye çalıştığı distopik bir dünyayı konu alır. İntiharlar yüzünden silah satıcılarında mermi stoğu sorunu yaşanır. Silah satıcısı Ronel da dükkanında yalnızca tek mermi kaldığını ve bu mermiyi de belirlediği şartlar doğrultusunda satacağını açıkladığı yazısını gazeteye ilan verir. Pahe ve Natesa da ilanı görüp Ronel’ın dükkanına gelir. Ronel, Natesa ve Pahe’nin, hayat iyiyken ya da kötüyken olan dönüşümleri, duyguları, geçmişle olan hesaplaşmaları, pişmanlıkları ve varoluş süreçleri birbirleriyle kurdukları karşılıklı ilişkiler üzerinden ele alınır.
Honier'in Günlüğü
Tür: Dram
Bölüm: Kısa Oyun
Oyuncu: 1 Kadın - 2 Erkek
Oyun Konusu
Honier'in Günlüğü, Bay Mankes'in müdürü olduğu icra dairesindeki usülsüz iş politikalarını ve çalışanlarına uyguladığı mobbingi konu alır. İcra memurları Honier ve Letra, Bay Mankes'in verdiği emirleri korkuyla yerine getirirken, bir taraftan da hayata tutunmaya, yaşamaya ve mutlu olmaya çalışırlar. Letra, düzeni bozuk bu dünyada aşık olmayı; Honier de hayatta yaşamak isterken yaşayamadığı her şeyi günlüğüne yazmayı arzular. Bir süre sonra da icra dairesinde büyük bir yangın çıkar. Bay Mankes, yangına rağmen memurların binadan çıkmasına izin vermez, icra dosyalarını yetiştirmelerini ister. Honier ve Letra da Bay Mankes'e karşı gelerek canlarını kurtarmak için harekete geçer.
Honier'in Günlüğü, 2021 Suat Taşer Kısa Oyun Yarışması’nda “Övgüye Değer Oyun Ödülüne” değer görülmüştür.
Kadınlar Krallığı
Tür: Absürd
Bölüm: 2 Perde
Oyuncu: 8 Kadın - 1 Erkek
Oyun Konusu
Absürt ve yozlaşmış bir krallıkta, beceriksiz Kral Rafi’nin yönetimi altında halk tükenme noktasına gelmiştir. Sarayda görevli bir grup kadın, bu düzene karşı çıkarak iktidarı devralır ve Alesta’nın önderliğinde “Kadınlar Krallığı”nı kurar. Her biri kendine yeni bir kimlik biçer: biri kendini komutan ilan eder, biri prenses, biri tüccar olur. Ancak iktidarın el değiştirmesi, düzenin özünü değiştirmeye yetmez.
Dışarıdan gelen bir savaş tehdidi içerideki dağınıklığı daha da büyütürken, eski kral Rafi sürgünden dönerek tekrar sahneye çıkar. Herkesin değiştiği sanılır ama aslında hiç kimse değişmemiştir.
Kadınlar Krallığı, toplumsal rolleri, iktidar mekanizmalarını ve insanın içindeki güç arzusunu sorgular.
Leda
Tür: Dram
Bölüm: Tek Perde
Oyuncu: 2 Kadın - 2 Erkek
Oyun Konusu
Leda, kötü komutan Pierre’nin bütün topraklara, insanlara hükmetme isteği ve bitmek bilmeyen savaş arzusu yüzünden hayatı parçalanan insanları konu alır. Kötülüklerin yaşanmadığı, herkesin iyilikten beslendiği ve her gün eğlendiği Alesa Diyarı; henüz savaşın kirli yüzüyle tanışmamış büyülü bir yerdir. Pierre’nin birliğinde terzilik yapan Leda, birlikten kaçmayı başarıp Alesa Diyarı’na sığınır. Yaşadığı savaş psikolojisi yüzünden de oradaki insanların yaşamına uyum sağlamakta zorlanır. Tek yaptığı onlara güzel elbiseler dikmek ve savaşın Alesa Diyarı’na gelmesini engellemektir. Leda, bir yandan zihnindeki hayal ve gerçek çatışması ile uğraşırken, diğer yandan da Alesa Diyarı’nı, Pierre’den korumak için elinden geleni yapmayı çalışır.
Übü'nün Rolfabrikası
Tür: Uyarlama (Kara Komedi)
Bölüm: Tek Perde
Oyuncu: 9 Kadın - 3 Erkek
Oyun Konusu
Alfred Jarry'nin eserinden uyarlanan oyun distopik bir gelecekte geçmektedir. Bu zamanda insanlara hayat rolleri artık doğuştan değil, Übü Baba ve Übü Ana adında iki absürt figür tarafından dağıtılmaktadır. Terk edilmiş bir sistemin kalıntısı olan bu grotesk “rol fabrikası”nda, bireylere “Gamsız Adam”, “Hiçbir Şeyi Bitiremeyen”, “Sürekli Özür Dileyen” gibi absürt kimlikler verilir; her karakter bu yeni kimliği sahnede kısa bir “prova”yla canlandırmak zorundadır.
Kara komedi tonunda ilerleyen oyun, bu karakterlerin sırayla sahneye çağrılıp, verilmiş kimliklerle nasıl boğuştuğunu, bazen komik, bazen acıklı, çoğu zaman da düşündürücü şekilde işler. Roller çoğu zaman saçma, yersiz ve adaletsizdir ancak sistem itiraz kabul etmez.
Ancak zamanla sistem çöker, çark bozulur, roller karışır. Übü Baba ve Übü Ana, kendi yarattıkları rollerin içinde kaybolmaya başlar. İnsanlara dayattıkları kimliklerin yükü artık onların omuzlarındadır. Çark her dönüşünde onlara başka bir rol biçer; sonunda kim olduklarını unutur, kendi yarattıkları düzende eriyerek yok olurlar.