Biyografi
Nurduran Duman, Şair - Oyun Yazarı - Gazeteci. Ayrıca çevirmen, editör, etkinlik küratörü.
Çeşitli medya kuruluşlarında sinema, sergi, tiyatro yazıları yazmaktadır. İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Gemi İnşa Mühendisi ve Deniz Mühendisi olarak mezun oldu.
Tüm kıtalarda etkin dünya şair topluluğu Poets of the Planet (POP) Türkiye temsilcisi, ve yine Avrupa şiir platformu Versopolis Project’te Türkiye temsilcisi olarak yer alan Duman, aynı zamanda PEN Türkiye üyesidir.
Yasakmeyve kitaplarından çıkan “Yenilgi Oyunu” şiir dosyası 2005 Cemal Süreya Şiir Ödülü’ne değer görüldü. Mi Bemol, İstanbul’la Bakışmak, “Semi Circle” (ABD), “Seçme Şiirler” (Makedonya), “Seçme Şiirler” (Belçika) kitapları bulunmaktadır.
2019’da Çin’de basılan “İstanbul’un Adımları” kitabı BoAo Uluslararası Şiir Ödülleri’nde “Yılın Şiir Kitabı” seçildi. Duman “2020 İpek Yolu Uluslararası Şiir Ödülleri Altın Deve Şiir Ödülü” ile onurlandırıldı. İngiltere’deki "Modern Poetry in Translation" dünyaca on kadın şair seçtiği MPT #IWD18 listesinde Duman’a ikinci sırada yer verdi. Fransa’daki Paul-Valéry Müzesi’nin ricası üzerine, Alexandre Hollan’ın tablosuna yazdığı şiiri Edim, müzenin “Peinture et Poésie” kitabında yer aldı. “Dünya Barışı isteniyorsa ülkelerin ciddi bir edebiyat çevirisi politikaları olmalı” görüşünü savunduğu yazısını Finlandiya’daki Kaltio dergisinde yayımladı. Kolombiya ve Venezuela’da düzenlenen “Dünya Şiir Kongresi”nde Türkiye adına konuşma yaptı.
Yazdığı tiyatro oyunlarından “Sonum Başlangıcımdır” Bursa Devlet Tiyatrosu tarafından sahnelenmektedir.
Bahçeşehir Üniversitesi’nde “Sociological Analysis in Turkish Literature” dersini verdi. “Yaşamın Şiirini Çıkarmak” seminerlerini, “Nurduran Duman ile 5 Duyu ve Altıncı His” atölyesini düzenlemeyi, yaratıcı yazarlık, şiir bilgisi, edebiyat sosyolojisi derslerini vermeyi sürdüren Duman, bir sosyal sorumluluk projesi olarak tasarladığı “Şiir Suare” etkinliğini yürütmektedir.
Tiyatro Oyunları
4 Köşe 1 K
Tür: Dram
Bölüm: Tek Perde
Oyuncu: 2 Kadın - 2 Erkek
Oyun Konusu
“4 Köşe 1 K”, birbirinden farklı yaşam anlayışlarına sahip dört kişinin (duygu, beden, akıl ve para odaklı karakterlerin) bilinmeyen bir mekânda, görünmez sınırlarla kendi “köşelerine” hapsolmuş halde bir arada bulunmaları üzerinden kurgulanan felsefi ve psikolojik bir oyundur. Ortada ne olduğu tam olarak anlaşılamayan bir “şey” (kuyu, küp, kasa ya da kafes) vardır ve her biri bu nesneyi kendi değer yargısına göre tanımlar.
Oyun, karakterlerin birbirleriyle yüzleşmeleri, geçmiş hesaplaşmalarını ve kendi iç dünyalarıyla hesaplaşmalarını konu alır. İçsel dönüşüm, değişim korkusu, sevgi ve güven gibi kavramlar üzerinden ilerler. Odadan kurtulmanın, bu dar zihinsel ve duygusal sınırlardan çıkmanın yolu, bireysel çıkar yerine ortak hareket edebilmekten geçer.
Işınış-Ana Ata
Tür: Müzikli Fantastik Dram
Bölüm: Tek Perde
Oyuncu: 4 Kadın
Oyun Konusu
“Işınış – Ana Ata”, Türk tarihinin ve mitolojisinin farklı dönemlerinden gelen üç kadın figürün — Umay Ana (mitolojik ana tanrıça), Tomris Hatun (tarihsel kadın komutan), ve Gönül Kadın (Kurtuluş Savaşı’ndan bir Anadolu kadını) — Cumhuriyet’in 100. yılı kutlamaları çerçevesinde bir açık oturuma “zamanda ışınlanarak” katılmaları üzerine kurulu bir oyundur.
Oyun boyunca bu kadınlar, Cumhuriyet’in kazanımları, Türk kadınının tarihsel rolü, mitolojik figürlerin yanlış anlaşılması ve toplumsal hafızanın gücü gibi konular etrafında tartışırlar. Mekân sembolik olarak “Kayın Kulesi”dir — Türk kültüründe önemli yeri olan Kayın ağacı burada bilgi, geçmiş ve kadim değerleri temsil eder.
Karakterler zamanla hem birbirleriyle hem kendi iç dünyalarıyla yüzleşir. Özellikle Umay Ana’nın Alkarısı olarak anılmasına gösterdiği tepki, mitolojik figürlerin yanlış aktarımına ve toplumdaki kadına bakışın dönüşümüne dikkat çeker. Gönül Kadın’ın hamileliği ise, geleceği temsil eder; umut ve süreklilik fikrini taşır.
Oyunun sonunda seyirci de bu “bitmeyen kutlamaya” katılarak, sahnedeki kadınlarla birlikte Cumhuriyet’in değerlerini, kadın emeğini ve kolektif hafızayı onurlandırır.
Sonum Başlangıcımdır
Tür: Dram
Bölüm: Tek Perde
Oyuncu: 1 Kadın
Oyun Konusu
“Sonum Başlangıcımdır”, bir yazar kadının, geçmişiyle, yalnızlığıyla, özlemleriyle ve yaşamın anlamıyla yüzleştiği içsel bir yolculuğu konu alır. Oyun, modern zamanlarda, bir evin içinde geçer ve yalnız başına yaşayan kadın karakterin iç dünyasını, anılarını ve düşüncelerini seyirciyle paylaşması üzerine kurgulanmıştır.
Ana karakter Yosun, hem kendi geçmişiyle hem de kayıplarıyla (özellikle teyzesi ve kedisi Godot üzerinden) derin bir duygusal hesaplaşma içindedir. Oyunun merkezinde özlem, yalnızlık, yazma arzusu, sanatın kurtarıcılığı, doğayla bağ, hayvan sevgisi ve yaşam-ölüm döngüsü gibi temalar yer alır.
Metin, gerçeklik ve düş, şimdi ve geçmiş, insan ve hayvan, yaşam ve sanat arasındaki geçişlerle ilerler. Anlatımda şiirsellik ağır basar; şiirler, müzikler, hayaller ve anılar oyunun dokusunu oluşturur. Kedisi Godot’nun kaybolması, ana karakterin kırılganlığını ve içsel dönüşümünü tetikleyen sembolik bir olaydır. Aynı zamanda “beklenen” ama bir türlü gelmeyen, gelince de fark edilmeden geçen şeylerin (örneğin mutluluk, sevinç ya da sevgi) metaforudur.
Yılan figürü üzerinden, yaşamın içinde karşılaşılan tehditler, dönüşüm ve kadim sembollerle ilişki kurulur. “Sonum başlangıcımdır” cümlesi, oyunun döngüsel yapısını ve varoluşsal sorgulamasını özetler.
Tını
Tür: Şiir Tiyatrosu
Bölüm: Tek Perde
Oyuncu: 3 Kadın
Oyun Konusu
Tını, bir kadının iç dünyasında geçen, şiirsel bir dille anlatılmış varoluşsal bir uyanış hikâyesidir. Kadın karakterin üç farklı iç sesi – SU KADIN (duygusal, kırılgan yanı), TOPRAK KADIN (sağduyulu, yol gösterici yanı) ve TINI (bilge özü, ruhsal derinliği) – sahnede bedenleşerek, onun yaşadığı derin bir içsel krizi anlamlandırmasına ve dönüşüm geçirmesine yardım eder.
Kadın, hayatının kırılma noktasında “öğrenmeyi kabul etmek” ile “bunalıma gömülüp yok olmak” arasında bir seçimle karşı karşıyadır. Bu süreçte aşk, annelik, kimlik, terk ediliş, beden ve benlik temaları etrafında savrulur. SU KADIN suyla, duygu ve tutkuyla boğuşurken, TOPRAK KADIN onu dengede tutmaya çalışır. TINI ise zaman dışı bir bilgelikle içsel dönüşümünü yönlendirir.
Oyun, kadının aşk acısından, anneyle olan bağına, yeryüzüne tutunma çabasından ölüm fikrine, suya batma ile suyun üstünde yürüme arasında gidip gelen ruh haline kadar pek çok şiirsel katmanı işler. Finalde, kadın, içindeki tüm yönleriyle birlikte yeniden doğar, öğrenmeyi ve var olmayı kabul eder.