Doçentliğini alamayan bir Anne, kızını, kendi başaramadıklarını başarabilmesi hayaliyle Amerika’da üniversiteye yollar. Kızı eğitimi sırasında stand-up’ı keşfeder ancak anne ve babasının boşanması üzerine Türkiye’ye geri dönmesi gerekir.

 

Kız, İstanbul’da sahne almaya başlar. Oyuncu ve yönetmen olan babası, boşanma ve ekonomik gelişmelerin getirdiği zorluklardan ötürü kirasını ödeyemediği tiyatrosunu kaybetmenin eşiğindedir. Bu sırada annesine bir kere daha doçentlik kadrosu verilmez ve annesi İskenderun’a, kızın anneannesinin yanına taşınmaya karar verir.

 

Kızın sahne aldığı gecelerden birinde, seyircilerin arasından birisi setini kaydeder ve ertesi gün sosyal medyada yayınlar. Bu video viral olur ve kız bir gecede ünlenir. Tweetler, haberler derken herkes bu kızdan bahsetmeye başlar. Bu sürecin ardından kızın sahne aldığı komedi kulübünde yaşadığı zorluklar, annesinin akademiye ilk girdiğinde yaşadığı zorluklara çok benzer.

 

Bu süreçte Hatay depremi yaşanır ve kız annesini, yoğun bakımda kalan anneannesine refakatçiyken enkaz altında kalan bir hastanede, anneannesiyle birlikte kaybeder. Bu kayıpla kıza beklenmedik bir miras kalır ve bu para tam tiyatroyu satın almaya yetecek kadardır. Kız tiyatroyu alır, bir komedi kulübüne çevirir ve artık patron odur. Mesele elde olan gücün nasıl kullanıldığı kadar da kimde olduğudur. Kızın eline geçen bu gücü nasıl kullanacağı da tamamen kıza kalmıştır.

 

Bütün hikâye bize, komedyen bir kadın tarafından anlatılmaktadır.