Biyografi
Üçüncü ağızdan yazılan özgeçmişler bana komik geliyor. Sanırım onları da sanatçının kendisi yazıyor: şurada doğdu şurada okudu diye.
1965 Haziran'da doğdum. Bir sürü okul okudum, diplomalar aldım ama en önemlisi ilkokul diplomasıydı. Çünkü okuma yazma öğrendim. Ağırlıklı olarak "yazar" olarak tanımlıyorum kendimi. Bu yüzden soranlara ilkokul mezunuyum diyorum (Merak eden internetten bulur nasıl olsa.)
1990 yılında Oda Tiyatrosu'nu kurdum. 1992 yılında ilk kitabım çıktı: Giuseppe Verdi. Hiç satmadı, eşe dosta dağıttık. Sonra bir çok kitap çıktı. Alt alta yazsam kime yararı var. Ben bile sayısını bilmem. Saçma sapan yayınevlerinden çıkıp yok olan, bende bile kopyası olmayan kitaplarım var. Hatta yazmadığım ama öykülerimden derlenip korsan çıkmış bir kitabım bile var.
Opera aşkım sayesinde kulaklarım hassas. Yan masaları ve fısıltıları duyabiliyorum. Çok gezdiğimden çok görüyor ve çok insan tanıyorum. Kelimeleri ve hikayeleri biriktiriyorum. İkizler burcuyum ama içimde çok kişi var. Onlar fısıldıyor ben yazıyorum, diyorum. Eskiden çok hızlı yazdığımı söyleyince inanmazlardı. Artık birkaç gecede bitirdiğim oyunları, yazımı aylarca sürdü yalanıyla servis ediyorum. Kaç oyunum var bilmiyorum. Yazdıklarım... Oynananlar... Henüz oynanmamış olanlar... Milletin çalıp ismini değiştirip oynadıkları falan. Ama bulmuştur otuzu. Zaten oyun izlendiğinde sahnedekiler alkışlanıyor. Yazarı kim takar. Şarkı da yazıyor beste de yapıyorum ama sadece sevdiğim kişilere.
Tiyatro sanatına inanıyorum. Tiyatroyu -bir diziye kapak atarım- diye kullananlardan nefret ediyorum. Anladığım anda bitiyor onlarla işim. Şimdi yapay zeka oyun yazabiliyormuş. Teknolojiyle rakibiz. Ama oyunu yazmak değil konuyu bulmak önemli. Bu yüzden bir süre savaşırız yapay zeka bey ile.
Başka sorunuz yoksa kısaca buyum. Süslü cümleleri Vikipedia bulup yazmış zaten.
En güzel eserlerim Oğlum ve Kızım derim (Onlar pek umursamasalar da). En azından arkası yarın durumu var. İki torunum var: Özgü ve Ezgi. Kulaklarına fısıldadım doğduklarında. Kaldığım yerden devam eder onlardan biri.
Evet, öz geçmişim burada geçti gitti.
Saygılar
Tiyatro Oyunları
6. Koğuş
Tür: Uyarlama
Bölüm: Tek Perde
Oyuncu: 2 Erkek
Oyun Konusu
Çehov'un ünlü eseri 6 Koğuş'un farklı bir yorumu.
Ah Süreyya
Tür: Komedi - Müzikal
Bölüm: İki Perde
Oyuncu: 15 Kişi
Oyun Konusu
1985 yılında Ankara'da Süreyya Gazinosu'nda geçen bir oyun.
Assolist aniden ölünce bütün ekip, tuvaletçinin evlatlığı Süreyya'yı, İstanbul'dan gelen assolist diye akşam sahneye çıkartmaya karar verirler.
Oyunun özgün müzikleri bulunmaktadır.
Beklenmeyen Misafir
Tür: Komedi - Dram
Bölüm: Tek Perde
Oyuncu: 1 Kadın
Oyun Konusu
Çok hareketli yaşamı olan bir kadındır Nil.
Biraz da çapkın.
Evinde otururken eski aşklarını ve kadınlara yaklaşmaya çalışan erkekleri ve yaptıkları talihsiz zavalli hareketleri ile dalga geçerken kek yapar bir yandan da.
Ve neden daima kek yapıp hiç kek yememesinin hüzünlü hikayesini anlatır.
Do Re Mi Fa Aşk
Tür: Komedi
Bölüm: Tek Perde
Oyuncu: 1 Kadın - 1 Erkek
Oyun Konusu
Bir erkek, hayatın neden bir müzikal gibi olmadığını sorgular ve yaşamındaki hayal kırıklıklarını anlatır. Yağmurlu bir gecede kapısı çalınır ve içeriye pavyonda yaraladığı bir mafya liderinin adamlarından kaçan konsomatris bir kadın girer. Aralarındaki diyalogda hayatın zorlukları, ölüm ve aşk üzerine derin bir sohbet yaparlar. Kadın, erkeğe geçmişindeki trajik olayları anlatır: şiddet dolu bir evlilik, kızının kaybı... Ama adamlar peşini bırakmamışlardır.
Frida'nın Renkleri
Tür: Dram
Bölüm: Tek Perde
Oyuncu: 1 Kadın
Oyun Konusu
Frida'nın son gününü anlatan hüzünlü bir oyun.
Resimleri ve hayata bakışının değişik bir açıdan ele alındığı bir eser.
Hicran
Tür: Dram
Bölüm: Tek Perde
Oyuncu: 1 Kadın
Oyun Konusu
Geçmişini sorgulayan ve iç hesaplaşmalar yaşayan bir kadının intihar ettikten sonra kendi mezarının başındaki vedası...
Oyunun özgün bestesi bulunmaktadır.
Hikayede Adı Geçen Şair Benim
Tür: Dram - Komedi
Bölüm: Tek Perde
Oyuncu: 1 Erkek
Oyun Konusu
Hayatın içinde kaybolmuş, meyhane masalarında anılarını demlendiren bir adam… "Hikâyede Adı Geçen Şair Benim" tam da onun hikâyesi. Zamansız bir yalnızlık, buruk bir mizah ve sarsıcı bir iç hesaplaşma… Oyun, bir meyhanede, rakı kadehleri ve suskun muhabbet kuşları arasında geçen şiirsel bir yolculuk.
Mübaşir, adliye koridorlarından meyhane masalarına savrulmuş, geçmişinin hayaletleriyle iç içe yaşayan bir karakter. Aşkı, hayal kırıklıklarını, pişmanlıklarını ve en önemlisi kendisini anlatıyor; bazen sert bir dille, bazen hüzünlü bir şiirle. Eski aşklar, yarım kalmış hikâyeler, bir şairin kendini kaybettiği ve yeniden bulmaya çalıştığı bu dünyada yankılanıyor.
"Hikâyede Adı Geçen Şair Benim" hem trajik hem de komik, hem isyankâr hem de teslim olmuş bir adamın, hayata ve kendine yazdığı bir ağıt. Meze tabaklarının arasında saklanan anılar, masada bırakılan dudak izleri ve eski şarkıların içinde kaybolan bir adam… Belki de hepimiz biraz o şairiz.
Hypatia'nın Son Günü
Tür: Dram
Bölüm: Tek Perde
Oyuncu: 1 Kadın
Oyun Konusu
İskenderiye'nin büyük kütüphanesinin talan edilişi ve Hypatia'nın trajik sonunu anlatan bu oyun, bilimin ve bilginin dinin baskısı altında nasıl yok edilmeye çalışıldığını gözler önüne seriyor. Hypatia, Platon ve diğer büyük filozofların eserleriyle dolu kütüphanede, bilginin gücüne ve önemine vurgu yapar. Ancak Hristiyanlık'ın hızla yayıldığı bu dönemde, cehaletin karanlığı bilginin ışığını söndürmek üzeredir. Hypatia, inançsızlar tarafından cadı olarak görülür ve taşlanarak öldürülürken, kütüphane de yok edilir. Hypatia'nın son sözleri, bilginin yok edilemez olduğunu ve her zaman bir yerlerde saklanacağını hatırlatır. Oyun, bilginin kutsallığını ve insanlık için ne kadar değerli olduğunu vurgular.
Oyunun özgün şarkısı bulunmaktadır.
Komşumuzu Kim Öldürdü
Tür: Fars - Komedi
Bölüm: İki Perde
Oyuncu: 2 Kadın - 4 Erkek
Oyun Konusu
Kötü komşu kiracıyı ev sahibi yaparmış. Bizde tam tersi. Sanırım kötü komşuyu öldürdük.
Bütün cinayetleri çözen, trafik suçundan bile ceset çıkarabilen Komiser Cinayettin ve kendi güzel beyni az sarışın memuresi Canan. Ve sonra çapkın Kamil ve hiç çapkın olmayan komşusu Sakine. Ve dahi karışan randevular. Yalandan doğan daha çok yalanlar, aşık ve manyak bir bakkal çırağı, çok kıskanç eski bir sevgili…
Oyun, bir apartmanın üst katındaki iki kiracı ile alt komşuları emekli asker Sami Bey'in tartışması sırasında ölmesini konu alır. Ölmeden polisi çağırmıştır Sami bey ama kafası az kırık komiser gelince bütün apartmanda işler karışır.
Oyunun özgün cıngıl şarkısı da bulunmaktadır.
Yanlış Anladın Şekerim
Tür: Komedi
Bölüm: İki Perde
Oyuncu: 3 Kadın - 3 Erkek
Oyun Konusu
Her şeyin yanlış anlaşıldığı bir komedi!
Evlenmek istemeyen genç bir iş kadını, 'kızım evlensin' diyen babası, her şeye karışan bir hizmetçi, eve aniden gelen kız arkadaş ve kafası çok da çalışmayan kocası. Daha ne olsun? Üstelik villayı su basmış! Hepsi, müştemilatta kalmak zorundalar.
Evlenmek istemeyen evin büyük kızı Hikmet'in babası iş gezisindedir. Evi su bastığı için asistanına muslukçu çağırmasını söyler. Ama az geri zekalı olan sekreter muhasebeci çağırır. O sırada aniden eve gelen eski arkadaşı Nil ve kocası, ikisini evli zanneder. Hikmet de oyunu devam ettirince her şey karışır.